Bir keresinde ara sokağın girişine tezgah kurmuş görme engelli bir falcı bana, "Aşk hayatın trajik bir şekilde bir erkekle dolaşmak ve bunun sonu iyi olmayacak," demişti.
Ona verdiğim ödeme, ellerine doldurulmuş yarısı içilmiş bir gazoz kutusuydu.
Bir öfke havası ile uzaklaştım. "Hey, ödemedin!"
Bağırışları birkaç blok öteden hâlâ duyulabiliyordu.
Ciddi misin, müşterinizin kadın mı erkek mi olduğunu bile söyleyemiyorsun, hangi kısmeti söyleyebilirsin ki?
Tezgahını dağıtmadığım için kendini şanslı say.
Burada tren istasyonunda, yanaklarım bir domuz kafası büyüklüğünde şişmiş, darmadağınık giysilerle, iki elim boş otururken, falcının sözlerini hatırladım.
Ona aidatımı ve biraz daha fazlasını ödemediğim için pişmanım.
Ne yazık ki bugünden önce, bir aptalın hayatını yaşıyordum.
Bir erkekle ilişki yaşamaktan kendimi kurtarmakla kalmadım, hiçbir zaman iyi bir sona ulaşamayacağımı da fark etmedim.