[A Round Trip To Love: LWH] Bölüm 14

 Bölüm 14

  Biri istasyona hücum etti.

  "Bana bir sonraki kalkışta XX'e bir bilet verin!" Hızla nefes nefese, aceleci bir ses tonuyla konuştu.

  Şaşkınlıkla başımı kaldırdım ve yüzünü bilet penceresine dayamış bir kişinin eğildiğini gördüm.

  "22.40 biletini almak ister misin?"

  "10.40" Saati bulmak için kafasını çevirdi ama onun yerine beni buldu.

  "Gerek yok."

  Yürümesini izlerken istemsizce bacaklarımı geri çektim.

"Neden geri dönmedin, ne yapıyorsun burada oturup da?" Çok fazla ifade açıklamadı.

  "Param yok." Şiddetli bir sıkıntı hissettim.

  Lu Feng'in yüzü soğudu: "Beni aramak için geri gelmektense bütün gece burada oturmayı mı tercih edersin? Beni gerçekten bir suçlu olarak mı görüyorsun?!"

  Hızla çantamı alıp uzaklaştım, kolumdan tuttu: "Nereye gidiyorsun?!"

  "Seni ilgilendirmez! Nasıl hissettiğimi umursuyorsun da sanki..."

  Biletçi hanımın merakı daha da arttı ve hevesle baktı. Lu Feng bileğimi sıkıca kavradı ve yarı iterek beni istasyondan dışarı attı.

  "Benimle geri dön!"

  "Hayır!"

  Dişlerini gıcırdattı ve baktı: "Dönüyor musun, dönmüyor musun?"

  "Geri dönmeyeceğim!" Bütün gece şişede tuttuğum her şey dökülmekle tehdit ediyordu. Onu kör gibi ittim, "Kaybol, git! Seni piç, tüm aşk konuşmaların saçmalıktan ibaret, sen sadece kendini umursuyorsun, benim için hiç düşünmüyorsun bile! Bana nasıl hissettiğimi sormaya bile tenezzül etmedin. Bu doğru, isteksizim, neden sebepsiz yere eşcinsel olayım ki? Ben normal bir adamım, neden sikişeyim ki? Senden hoşlandığım için değilse, neden kendimi alçaltayım ki  Neden bir ibne... olmak zorundayım?"

  Yoldan geçen yoktu. Boş sokaklarda çekinmeden bağırdım.

  O, bu ilişki uğruna ne kadar baskıya katlanmak zorunda kaldığımı hayal bile edemezdi. On dört yaşına kadar heteroseksüel bir erkeğin homoseksüel olmasını, tüm bunların gerektirdiğini nasıl anlayabilirdi ki? Sürekli manşet haber olma, ibne olarak azarlanma, hor görülme, muhafazakar ebeveynlerim ve erkek kardeşim tarafından keşfedilme korkusu, AIDS'e yakalanma olasılığı. Bu dünyada normal bir insan olarak yaşamaya devam edememe korkusu, tüm bunlarla yüzleşmemi umursayacağını hiç düşündü mü?

  (Ç/N: Kanka AIDS eşcinsel insanlarla beraber doğmuyor dellendirme beni kaç tane düz insan AIDS mk)

  Ben onun gibi değildim. O Lu Feng, ben Cheng Yi Chen. En disiplinli eğitim, en muhafazakar aile tarafından yetiştirilmiş ve çok kırılgan olan beni yetiştirmişler.

  Bu kadar cesareti nereden alıyordum bilmiyorum, bu onu sevmediğimden değil, ya da onunla birlikte olmak istediğimden değildi...

  Lu Feng beni kollarına çekene ve çığlıklarıma kilitlenene kadar hıçkırıklar arasında tutarsızca kaldım.

  "Uslu oğlan, korkma." Başımı göğsüne bastırdı, derin kalp atışlarını duyabiliyordum. Verdiğim direnişle dili yaralandığı için sesi belirsiz geliyordu, "Ben buradayım. korkma."

  Yalan söylüyordu.

  Ama yine de ona inanmayı seçtim.

  "Benimle geri dön, tamam mı?"

  Şişmiş gözlerimi indirdim.

  "Yürümek acıtıyor mu? Seni taşıyacağım." Lu Feng beni her zaman sıradan bir çuval sırtlanmış gibi taşırdı. Ancak bu sefer kararlı ve dikkatli bir şekilde yürüdü. Geniş sırtına yaslandım, sadece yakışıklı yüzünün profilini görebiliyordum.

  Kalbim tükenmiş hissetse de yavaş yavaş huzur içinde kayboluyordum.

  "Xiao Chen." Sessizce onu dinlemeye başladım.

  "Herkes sevdiği kişiyle yapmak ister, ben de farklı değilim. Ben, kendimi tutamıyorum. Bunu seninle yapmak çok zevkli ve çok tatmin edici... Umarım sadece sen de benim kadar mutlu hissedebilirsin... Ama sen böyle bir tepki verdiğinde..."

  "Yine... Özür dilerim." Tökezledi. "Seni seviyorum."

  Utanmış gibi başını hafifçe sağa yatırdı.

  "Seni zorlamak istemiyorum ve kesinlikle canını yakmak istemiyorum, sadece... Senden çok hoşlanıyorum, böyle kontrolü kaybetmek..." Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra başını salladı,  "Kahretsin.... Konuşmakta iyi değilim, sadece ne dediğimi unut."

  Başımı omzuna koydum ve boynuna daha sıkı sarıldım.

  O kadifemsi sakin gecede, Lu Feng beni sırtında taşıdı, yavaşça yürüdü, hafif bir esinti geldi, vücudundan yayılan sıcaklıkla bilinmeyen böceklerden sesler yükseldi.

  Yüreğime kazınmış bu resim, çoğu zaman, o baskın yalnızlık duygusunun beni ele geçirdiği gecelerde rüyalar olarak kendini gösteriyordu.

Bölüm 13

Bölüm 15