[Red Balloon] Bölüm 2 - İlk Karşılaşma

 Bölüm 2, İlk Karşılaşma

  İkili uzun bir süre sonra tekrar bir araya geldi. Li Xiangwan tatlı ve sevimli Fang Shilan'a bakıp selam vermek için başını eğdi. "Karın çok güzel," dedi Xia Zhichen'e... Sonra bir kutu sigara çıkarıp içinden ustaca bir tane çekti. Çakmağı yakmaya hazır olduğunda Xia Zhichen "Sigara içmeyi ne zaman öğrendin?" diye sordu.

  Daha önce sigara içmediğini ve hatta nefret ettiğini bile hatırlıyordu.

  Cümleyi duyduktan sonra Li Xiangwan ağzındaki sigarayı kutuya geri koyup dalga geçti. "Çok şey öğrendim."

  Xia Zhichen'in oyuncu kızına bakarak "Kızın kaç yaşında?" diye sordu.

  "Beş yaşında."

  "Sana benziyor."

  Xia Zhichen, Li Xiangwan'a dikkatlice baktı. "Hiç değişmemişsin."

  Xia Zhichen'in kendisine gülümsediğini görünce Li Xiangwan'da ağzına bir gülümseye yerleştirdi. "Yaşlandık, birbirimize ne kadardır görmüyoruz? On üç yıl falan mı?"

  "On üç yıl, beş ay ve altı gün." Xia Zhichen aynen söyledi. Li Xiangwan afallayıp başını salladı. 

  Xia Zhichen'in evli olup bir kızı olduğunu öğrendiğinde, en kötü planı yapmış gibi hissetti. Xia Zhichen'in kendileri hakkında o saçma anıları önceden unutmuş olabileceğini düşündü ama Xia Zhichen'in kendisinden tam ne kadar süre ayrı kaldığını söylediğinde, tatmin olmuştu.

  Li Xiangwan'ı tanıdık eski moda kamerayla gören Xia Zhichen, 17 yıl önce gördüğü kamerayı eline alıp sordu; "Bu hala sende mi? Bugünün fotoğrafçılarının dijital kamera kullandığını sanıyordum."

  "Geleceğini biliyordum. Senin için bir fotoğraf çekmek istedim." Li Xiangwan, kamerayı Xia Zhichen'den aldı ve lensi ona doğrulttu. Xia Zhichen takımını düzeltti ve ciddi bir pozisyonda durdu. On üç yıl öncesine göre Xia Zhichen daha olgunken Li Xiangwan hala aynıydı.

  Ama iki insan birbirlerinin gözlerine bakıp on yedi yıl önce hissettikleri şeylerin aynılarını tıpatıp hissettiler.

  Sabahları hava çok temiz oluyordu. Xia Zhichen sık sık uğradığı kahvaltı dükkanına geldi. Patronun nazik gülümsemesiyle karşılaştı ve daha önce olduğu gibi aynı sade erişteden geldi ama bu sefer fazladan bir tabak yeşil sebze vardı.

  "Teşekkür ederim", dedi Xia Zhichen ve ardından tabağı işaret edip "Bunu ben sipariş etmedim."

  "Hesap bizden. Liseden beri her seferinde aynı yemeği yiyorsun." Dükkan sahibi ellerini çırptı ve gülümseyerek "Bir sürü öğrenci gelip gidiyor. En çoksa senin sınıfı sevdim yoksa dükkanımın duvarına mesaj bırakmana izin vermezdim," dedi.

  Xia Zhichen, birçok genci taşıyan, uzun yıllar boyunca anıları düşünceleri taşıyan mesaj duvarına baktı.

  2003 yazında Xia Zhichen dersten sonra düzenli olarak bir köşeye çekilip kitap okudu. Onu bulan bir çocuk oldu. Kamerasıyla uzaktan birkaç fotoğrafını çekti ama bekleyip görmeye pek de istekli görünmüyordu. Doğrudan Xia Zhichen'e geldi.

  "Sınıf arkadaşım, benim modelim olmak ister misin?"

  Sesi duyan Xia Zhichen, rahatsızlığa biraz kızdı ama Li Xiangwan'ın yakışıklı güneşli yüzünü görmek için ona bakıp kitap okumaya devam etti ve kibarca cevapladı; "Hayır, teşekkür ederim."

  Li Xiangwan'ın pes edeceğini düşündü ama Xia Zhichen art arda iki tıkırt sesi duydu ve yanındaki kişi "Bu iyi bir açı," dedi.

  Xia Zhichen derin bir nefes aldı ve yukarı baktı. "Üzgünüm ama senin modelin falan olmak istemiyorum."

  "Neden bu kadar duygusuzsun ki?" Li Xiangwan deklanşöre basmayı bırakmadı. Görünüşe göre kasıtlı olarak Xia Zhichen ile dalga geçiyordu.

  Li Xiangwan kendi kendine düşüncelere daldı. "Gerçekten yakışıklı ve temiz. Çok yakışıklı..."

  Dünyada bir sürü insan vardı ki bazıları aynı ilgiye sahip olanları severdi, bazıları giyinmeyi bilenleri severdi ve bazıylarıysa kendisiyle aynı cinsiyetten hoşlanırdı.

  Xia Zhichen, kendisini lanetleyen ölümsüz tanrıları gücendirdiğini düşünüyordu. Li Xiangwan o günlerde onu takip ediyor ve kamerayla fotoğrafını çekiyordu. Umursamıyormuş gibi görünse de biraz üzgündü. Onu dayanılmaz kılan şey beden eğitimi dersinde koşarken bile Li Xiangwan'ın önünde koşması ve sinir bozucu kamerasıyla ha bire tık tık basıyordu. Bu kişiyi henüz tanımıyordu bile.

  "Sınıf arkadaşım, senin modelin olmak istemediğini söylememiş miydim ben?"

  Nedenini bilmeden Xia Zhichen, karşısında gülümseyen Li Xiangwan'a kızamıyordu ki bu yüzden adamın onu rahat bırakması için iyi tavsiyeler vermesi gerekiyordu.

  "Ama gerçekten senin fotoğraflarını çekmek istiyorum." Derin ve çekici ses biraz cilveli geliyordu. Li Xiangwan endişelenen Xia Zhichen'in önüne koştu ve ona "Böyle koşarken dikkatli ol," dedi.

  Xia Zhichen, onun düşeceğinden korkuyordu.

  "Sorun değil, ben gayet yetenekliyim..." Li Xiangwan konuşmayı bitirir bitirmez geri çekildi ve kamerası yere düştü.

  Revirde Li Xiangwan, kameranın kırıldığını düşünerek kamerasıyla oyalanmaya devam etti çünkü eğer kırılırsa babası onu öldürürdü.

  Xia Zhichen ne kadar şanssız olduğunu bilmiyordu. Beden eğitimi dersinde gayet iyi bir koşuya çıkmıştı ki sonuç olarak diğer adamı revire kadar taşımak zorunda kaldı. Li Xiangwan'ın darmadağınık halini görünce başını salladı. "Ellerin böyle acırken kameran için nasıl endişeleniyorsun? Hangi sınıftasın sen?"

  "Yedinci kademede üçüncü sınıf."

  "Benim yanımdaki sınıf mı? Nasıl oldu da seni hiç görmedim?" Xia Zhichen şaşırarak ona baktı. Öğrenciler her gün koridorda koşuşturduğundan yan sınıftaki herkes birbirini tanıyordu.

  "Bugün okula transfer oldum, tabii ki beni görmedin." Li Xiangwan umursamazca konuştu.

  Xia Zhichen daha da şaşırmıştı. "Bu sene son dönem, nasıl transfer olursun?"

  Li Xiangwan elindeki bardağı sallayıp sessiz kaldı.

  Birkaç saniye sonra "Sınıf arkadaşlarımı dövüp hastanelik ettim, böylece de transfer oldum işte," diye yanıtladı.

  "Dövüştün mü?" Xia Zhichen kendisinden daha ince ve nazik görünen Li Xiangwan'ın dövüşebileceğini hayal bile etmiyordu.

  "Xia Zhichen..." Berrak bir kadın sesi Li Xiangwan'ın arkasından duyuldu ve omuz hizasında saçları olan güzel bir kız gördü. "Xia Zhichen, herkes revirde olduğunu söyledi. Sen olduğunu sanmıştım..." Xu Chuqing endişeyle ona baktı

  Xia Zhichen beceriksizce yanıtladı; "Ben iyiyim, yaralanan o."

  "Öyle mi?" O sırada Xu Chuqing revirde başka bir kişini daha olduğunu fark etti. Li Xiangwan kendini kibarca tanıttı. "Li Xiangwan, Xiang olduğu gibi görünen bir yol anlamına geliyorken Wan da akşam demek."

  Xu Chuqing, Li Xiangwan'a başını salladı ve "Merhaba, benim adım Xu Chuqing." Sonra hemen Xia Zhichen'e bakıp kolunu tuttu ve dedi ki; "Ah, yeni broşürleri asacağım. Bana yardım edebilir misin?"

  Xia Zhichen biraz ikilem içindeydi. Li Xiangwan'a revirde eşlik etmek istedi. Li Xiangwan, Xia Zhichen'in fikrini fark etti ki "Sorun değil, iyiyim ben. Hemşire beni iyice sardı, siz gidin bakın işinize."

  Li Xiangwan bunu söylediğinde Xia Zhichen, Chuqing'i reddetmekten utandı ve bu yüzden onunla oradan ayrıldı.

  Li Xiangwan, Xu Chuqing hızlı düşüncelerini hemen görüp onun çok hoş bir kız olduğunu düşündü. Birçok erkek ondan hoşlanıyor olmalıydı ama ya Xia Zhichen de ondan hoşlanır mıydı ki?