[Red Balloon] Bölüm 1 - Boşanma

 Bölüm 1, Boşanma

  Karanlık gecede Xia Zhichen bir silah tutup yavaşça aynaya yürüdü. Aynada kendisine sanki on yedi yaşında dikelen eski kendi varmış gibi baktı. Silahını yavaşça kaldırıp aynadaki kendisine doğrulttu. 

  Xiao Zhichen uyandığında terliyordu, görüşü netleşince çevresi tanıdık geldi. Neyse ki, yaşadığı her şey bir kabustu.

  Ding.

  Cep telefonu aniden titreyerek düşüncelerini gerçek hayata döndürdü. "Öğleden sonra ikide bir aile fotoğrafı için stüdyoya gitmeyi unutma."

  Karısı Fang Shilan'ın gönderdiği bir mesaj olduğunu anladı. Xia Zhichen, karısının kızıyla birlikte bir aile fotoğrafı çektirmesi için götüreceğini hatırladı. Hızla kalkıp oraya doğru koşmaya hazırlandı.

  Xia Zhichen oraya vardığında, saat daha yeni iki olmuştu. Karısı, oldukça şık olan bu fotoğraf stüdyosunun içinde kızıyla oynuyordu. Kız, oraya yeni gelen adamı görünce zıpladı. Belli ki ailesiyle fotoğraf çekinmek istemişti ve bu onu mutlu etmişti.

  Bu sırada yardımcı fotoğrafçı ona bir fincan kahve verdi. "Merhaba Xia Bey. Fotoğrafçı birazdan burada olacak."

  "Teşekkür ederim." Xia Zhichen'in bugün bir şeyler olacağına dair garip bir sezgisi vardı. Biraz gergindi ve kahveye bakarken kaşlarını çattı. İçmedi.

  Aniden birisi omzuna vurdu. Sanki o yaza, o sınıfa, 17 yaşında döndüğü ana dönmüş, ve Li Xiangwan'ın parlak gülümsemesini görmüş gibi arkasına baktı.

  "Fotoğraf çekmeyi öğrenmek istemiyor musun?"  Lin Xiangwan, Xia Zhichen'e sormakta biraz meraklıydı.

  Xia Zihchen gülümsedi, "Bana öğretebilirsin."

  "Senin için bir fotoğraf çekmeme izin ver." Li Xiangwan, güneşin altında genişçe gülümseyen Xia Zhichen'i hedef aldı.

  Eğer zaman geriye gidebilseydi Xia Zhichen, Li Xiangwan ile birlikte ebediyen 17 yaşında olduğu o yılda kalmayı umut ediyordu.

  Xia Zichen kızını odaya götürüp ona sarıldı. Birden kızının tırnaklarının biraz fazla uzun olduğunu fark etti. Tırnak makasını çıkarıp onun için nazikçe kesti.

  Ding~

  Fang Shilan odanın kapısına hafifçe vurarak Xia Zhichen'in dikkatini çekti; "Aldım," dedi biraz ciddi bir sesle.

  "O zaman ana odaya gidelim." Xia Zhichen tırnak makasını yerine koydu. Kızlarının, konuştukları şeyi duymasını istemiyordu.

  "Ofis payını ben koymadım. Yenisi yaptım, bir bak." Xia Zhichen başka bir belge çıkardı ve Fang Shilan'a verdi.

  "Bakmama gerek yok, eminim ki iyi idare edeceksin." Fang Shilan boşanma belgesini imzaladı ve çok yalnız görünüyordu. İmzalı boşanma belgesini Xia Zhichen'e verdi.

  Xia Zhichen bir avukattı ve Fang Shilan onun kendisine kötü davranmayacağını biliyordu.

  "Bu saniye ile artık ikimiz de özgürüz. Kutlayalım!"

  Özgürlük, bu tek kelime Xia Zhichen için gerçekten önemliydi. Bunun için gerçekten çok uzun süre beklemişti.

  Fang Shilan bir şişe kırmızı şarap çıkarıp kendisi ve Xia Zhichen için bardaklara doldurdu. Kadehini kaldırıp "Mükemmeliğimize ve sahte evliliğimize!"

  Dünya onların uyumlu ve mutlu bir çift olduğunu düşündü. Fang Shilan, ilk kez hukuk firmasına girdiğinde bu olgun ve ciddi adam için bir şeyler hissetmişti ama birkaç kez reddedilmişti. Ne zamanki Xia Zhichen ile bir şeyler yaşamaya başlayana dek. Cesareti kırılıp vazgeçmek istediğinde, beklenmedik şekilde ona evlilik teklifi etti. O sırada bir şeyler söyleyemeyecek kadar mutluydu ve her şeyin bu kadar hızlı olması yüzünden saçma olduğunu da hissetmişti.

  Çünkü tüm bunlar artık sona ermişti, yüzü isteksizlikle doluydu ama istemese de bazı şeyler olduğunu ve devam etmenin bir yolu olmadığını biliyordu.

  Xia Zhichen onu durdurup "Bu kadarı fazla," diyene kadar kendini harap etti.

  Xia Zhichen'e bir bakış gönderip "Bunlar hayatımdaki şanssızlıklardan daha az," dedi ve sonra büyük bir kadeh kırmızı şarabı içti.

  Fang Shilan gözyaşlarını tutup ağlamaklı bir sesle konuştu. "Bana daha önce söylemeliydin bunu. Sana onu iyi tanıyıp tanımadığını sorduğumda, bir şeylerin yanlış olduğunu fark etmem gerekirdi."

  Bugün, stüdyoda fotoğraf çekinirken Fang Shilan fotoğrafçı ve kocasının ilk tanışmaları olduğunu sandı. Tıpkı eski arkadaşların ilk görüşte karşılaşması gibi olduğunu düşündü ve şimdiyse tüm bunların kendi dikkatsizliği olduğunu düşünüyordu.

  "Tam bir yıl Xia Zhichen, neler yaşadım biliyor musun? Bir yıl boyunca, her dakika ve her saniye, neyi yanlış yaptığımı düşündüm. Fikrini nasıl değiştirebilirim..? Ama bugün seni ve onu gördüğümde, bunca yıl neden bana dokunmaktan hoşlanmadığını anladım." Fang Shilan içmeye devam etti. Sözleriyle, kendini çok isteksiz ve çaresiz hissetti.

  Fakat Xia Zhichen ondan daha çaresiz görünüyordu. "Ben... Gerçekten özür dilerim ama evliliğe uygun değilim, tamam mı?"

  Fang Shilan'ın saçma sapan konuştuğunu hissetti. Bir yıl önce boşanma davası açmıştı ama Fang Shilan onunla hiçbir zaman aynı fikirde olmadı. Ayrı şekilde yaşamaya başladılar. Bugün fotoğraf çekindikten sonraysa, hemen boşanma davasını imzaladı. Xia Zhichen biraz mutluydu, biraz tuhaf hissetti, üzerinde çok fazla düşünmedi...

  "Ah," dedi Fang Shilan hafifçe dönen alını tutarak, "Özür dilemene gerek yok. Özür dileyen ben olmalıyım."

  "Sarhoşsun." Xia Zhichen bu tür anlaşılmaz sohbete daha fazla devam etmek istemedi.

  Fang Shilan hafifçe masaya vurup Xia Zhichen'e dikkatlice baktı. "Sarhoş değilim. Bugün itiraf etmek için en iyi zaman..."

  "Ne demek istiyorsun?" Xia Zhichen şaşırmıştı.

  Fang Shilan bir sürü fotoğraf çıkardı. "Seni takip etmesi için bir dedektif tuttum. Biliyor musun, dedektif, kocanın çok sıkıcı olduğunu söyledi. Her gün aynı yolu yürüyor, aynı saatte çalışıyor, aynı gazeteyi okuyup aynı kahveyi içiyor hep. Ama her ay, bir gün arabayla Taipei'den Taichung'a gidip eski lisesine dönüyor... Oraya gidinceyse hiçbir şey yapmıyor ve sadece oturup parka bakıyor."

  Bundan bahsetmişken Fang Shilan içini çekti. "Eskiden çözemediğim bir düğüm vardı. Bugün sonunda nedenini anladım. Bu resmi daha önce bulduğumda pek de umursamamıştım. Nihayetindeyse neden sakladığını anladım."

  Bir yıl önce Xia Zhichen'in babasının ölümünden sonra Xia Zhichen, Fang Shilan'dan iyice kopmaya başladı. Fang Shilan, hep nazik olan kocasının neden birdenbire boşanmak istediğini anlamamıştı.

  Fotoğrafta iki gencin güneş ışığı altında ikisi de çok mutlu şekilde gülümsediği görünen bir fotoğrafı Xia Zhichen'in önüne bıraktı.

  Fang Shilan, Xia Zhichen'in başkalarına gülümsediğini nadiren görürdü ve samimi gülümsemesi bundan bile daha azdı.

  Fang Shilan bu fotoğrafı çalıp dikkatlice incelediğinde, diğer kişinin saç modelinin, kaşlarının ve gözlerinin fotoğrafçı ile aynı yapıya sahip olduğunu hissetti.

  Xia Zhichen fotoğrafa baktı. Sessizdi. Fotoğraf, yıllar boyunca sahip olduğu tek değerli şeyiydi. Eğer bu fotoğrafa sahip olmasaydı, muhtemelen bugüne dek nasıl hayatta kalacağını bile bilmiyordu.

  Bugün stüdyoda Li Xiangwan'ı gördüğü anda kalbi ona, Li Xiangwan'a yıllardır duyduğu aşkın hala içinde olduğunu söyledi.